NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ أَبِي
مَرْيَمَ
حَدَّثَنَا
عَمِّي
يَعْنِي
سَعَيدَ بْنَ
الْحَكَمِ
حَدَّثَنَا
اللَّيْثُ
بْنُ سَعْدٍ
أَخْبَرَنِي
خَالِدُ بْنُ
يَزِيدَ عَنْ
أَبِي
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
أَنَّهُ
قَالَ
أَقْبَلَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مِنْ شِعْبٍ
مِنْ
الْجَبَلِ
وَقَدْ قَضَى
حَاجَتَهُ
وَبَيْنَ
أَيْدِينَا
تَمْرٌ عَلَى
تُرْسٍ أَوْ
حَجَفَةٍ
فَدَعَوْنَاهُ
فَأَكَلَ مَعَنَا
وَمَا مَسَّ
مَاءً
Câbir b. Abdillah (r.a)'dan
rivayet olunmuştur; dedi ki:
Rasûlullah (s.a.v.) (bir
gün) abdest bozmuş olarak bir dağ geçidinden (bize doğru) geldi. Bizim önümüzde
(bulunan) "tirs" yahut da "hacefe" (denilen bir kalkan)
üzerinde hurma vardı. Kendisini davet ettik. (Gelip) bizimle birlikte
(hurmadan) yedi ve elini suyla yıkamadı.
İzah:
Hattâbî' bu hadis-i
şerif hakkında yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Bu hadis-i şerif,
yemeğinin yenmesinden memnun olacağı yenmediği takdirde de üzüleceği bilinen
bir kimsenin, beklenmedik bir anda takdim ettiği yemeği yemekte sakınca
olmadığına delâlet etmektedir. Fakat yemek sahibinin davetinde samimi
olmadığının anlaşılması halinde durum bunun aksinedir. Böylesi bir yemeği
yemek mekruh olur."